25 yıl sürekli biçimde aynı kulübün antrenörlüğünü yapan,
bu süre içinde her zaman başarılı olan, kulübün sportif başarıları yanında
ekonomisine müthiş katkı yapan Ferguson’dan sonraki ilk sezonda takımın 7.
sıraya yerleşmesi ve 25 yıl sonra ilk kez Avrupa kupalarına bile katılamayışı
ve yerine gelen David Moyes'in sezon ortasında görevden alınması, üzerinde
durulması gereken konular olarak öne çıkıyor.
Ferguson kariyerine İskoçya’da küçük bir takımda 32
yaşında 1974 yılında başladı ve 4 ay
süre ile bu takımı çalıştırdıktan sonra St.Mirren takımına geçti. O yıllarda St.Mirren
ikinci ligde düşme potasında olan bir takım iken birinci lige çıktıktan sonra
bu ligde de başa oynayan bir takım haline geldi . Başarılı performansı ile
dikkatleri üstüne çeken Ferguson 1977’de birinci ligde şampiyonluğu kazandı. Şampiyon
olan takımın yaş ortalamasının 19 olduğunu dikkate aldığımızda Ferguson'un
başarısının çok daha fazla önemsenmesi gerektiği görülür.
Ancak Ferguson'un kariyerinin esas başlangıcı (kendisinin
de vurguladığı gibi) Aberdeen takımının başına geçişi ve takımı 15 yıldır
süregelen Celtic ve Glasgow Rangers çekişmesinden sonra 1980’de İskoçya lig
şampiyonluğunu almasıdır. 1983’te Avrupa şampiyonlar liginde Bayern Münih ve
Real Madrid'i eleyerek şampiyonluk kupasını kaldırmaları İskoç futbol tarihi
için bugüne kadar yaşanmış en önemli başarı olarak nitelendirilmiş, bu başarıyı
1984 ve 1985 yıllarındaki lig şampiyonlukları takip etmiştir.
1986 yılında İskoç milli takım hocalığına getirilmiş, daha
sonra yine 1986 yılında İngiltere'den çeşitli kulüplerden teklifler almış ancak
Manchester United kulübünden gelen teklifi kabul ederek takımın başına
geçmiştir. Manchester United'da çalıştığı süre içinde sayısız başarılar elde
eden Ferguson 1999 yılında Sir unvanını almış ve 2013 yılına kadar çalışma
hayatına devam etmiştir. Çalıştığı süre içinde 13 lig şampiyonluğu, 5 kez kupa
şampiyonluğu, 2 kez Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu, 1 kez kıtalararası
şampiyonluğu kazanan Ferguson’un bu başarısının tekrarlanması kolay kolay
mümkün görülmemektedir.
Manchester United'ta çalıştığı dönemde çok sayıda oyuncu ile çalışması yanında çok meşhur olan starları da transfer eden ve takımın bir parçası olmalarını sağlayan Ferguson bu yıldızları gereğinde çok ciddi transfer ücretleri karşılığında satarak kulübe çok ciddi gelir sağlamıştır.2013 yılında takımdan ayrılırken Manchester United'ın değerinin 3,1 Milyar $’a ulaştığı ve dünyada en değerli takımlar sıralamasında en üstte yer aldığını hatırlatmamız gerekir.
1. Öncelikle
temelin sağlam olmasını önemsedi.
Sir Alex her zaman gençleri yetiştirmenin önemine inanan
bir kişi olarak kulübün alt yapısı ile de yakından ilgilenerek çok sayıda genç
oyuncuya şans vererek kulübe kısa süreli katkı sağlayacak tecrübeli
oyunculardan daha çok gençlere önem verdi. Bunun yanında tabii ki dünya
starlarına da kulüpte yer verdi. Bu karışım ve takım içindeki harmoni başarıyı
getirdi.
2. Her zaman kendi
kafasına uyan bir takım oluşturmayı başardı.
Kovulmaktan hiç korkmadan kendi kafasına uyan
oyunculardan oluşan takımı kurdu ve kimseyi bu konuda dinlemedi. Takımı her 4
yılda bir yenilemeyi başardı çünkü ona göre bir takımın başarılı olması için
maksimum süre 4 yıldı.
3. Her zaman
yüksek standartları koyup bunların herkesçe paylaşılmasını sağladı.
Çok sayıda standart oluşturup bunları uygulatan Ferguson bu
standartlardan ziyade çok basit bir örneği sürekli kullanırdı. Alex her sabah
saat 7’de işinin başında olduğunu ilk başta kimsenin sabah mesaiye bile
uymadığını ancak zamanla tüm çalışanların saat 7 de gelmeye başladığını, herkesin
bu işin bir disiplin meselesi olduğunu kavradığını vurgulamıştı.
4.Hiç bir zaman
kontrolü elden kaçırmadı.
Eğer senin yönetimini zaafa düşürecek tarzda yaklaşımları
olan oyuncular varsa, dünyanın en iyi oyuncusu olsa bile onu gözden çıkarmasını
bilmelisin. Seni oyuncuların sevip sevmemesi hiç önemli değildir, aksi takdirde
takım olamazsınız, düşüncesindeydi.
5. Doğru zamanda doğru mesajlar verdi.
Kulüp yönetiminde, gereğinde oyuncuları eleştirmekte
gereğinde ise övmekten geri kalmamak gerektiğini bu konuda ayrımcılık yapmamak
gerektiğini ve bunu da belli bir ölçüde tutmak gerekliliğini savunur. Doğru
mesajların zamanında ve kişileri kazanmak adına verildiğinde çok faydalı
sonuçlar vereceğini sürekli olarak anlatırdı. Devre arasında ve maça takımı
hazırlarken yaptığı konuşmalardan dolayı kendisine saç kurutma makinesi (hair
dryer) lakabı takılmış, bazen basın toplantılarında da hızını alamadığı ve saç
kurutmayı gazetecilere de tatbik ettiği görülmüştür. Uzun süreli kariyeri
içinde mesajlaşmada bazı aksamaların yaşandığı örnekler görülse de bunlar
istisna olarak değerlendirildi. David Beckham'ın kafasına soyunma odasında
kramponları atması ve yaralaması ya da BBC televizyonuna kendisine yıllar önce
yaptığı eleştiri nedeni ile hiç bir zaman röportaj vermemesi bu istisnalardan
öne çıkanlarıydı.
6. Hiç bir zaman
kazanmayı aklından çıkarmadı.
Bu yaklaşım aslında risk almayı göze alan bir yönetici
olduğunu da gösterir, açıklamalarında, eğer 2-1 mağlupsan defanstan oyuncu
çıkarıp yerine ilave bir hücum oyuncusu alma kararını almalısın çünkü en fazla
3-1 ya da daha farklı yenilirsin ama en azından beraberlik ya da kazanma
ihtimalini kaybetmezsin şeklinde örnek veren Ferguson bu yaklaşımın çalışanlar
nezdinde de kaybetmeyi kabullenmeme refleksini geliştirdiği düşüncesindeydi.
7. Gözlemin
önemini ihmal etmedi.
Kariyerinin başından beri takımının saha içinde
çalıştırılmasını yardımcılarına bırakmıştır ve kendisi oyuncularının kişisel
durumlarını bizzat gözlemlemeyi tercih etmiştir. Bu ona oyuncuları ile ilgili
her detayı bilme ve onlara daha yakın olma konforunu kazandırdı.
8. Kendini
yeniliklere adapte etmesini bildi.
Ferguson'un döneminde İngiliz futbolu milyar dolarlık
değerlere ulaşmış. Yeni hocalar yeni teknikler ada futboluna gelmiş ancak
Ferguson hala kazanmaya devam etmiştir. Bunun ana nedeni kendisini değişime
açık tutması yenilikleri takip etmesi ve uygulamalarına bu yeniliklerden
bazılarını adapte edebilme başarısıdır. Bu seviyeye gelmiş çalıştırıcıların
benim yaptığım her şey doğru diyerek yeniliklere kapalı olması ve bunun
sonucunda çağın gerisinde kalmasını çok yaygın bir biçimde görmekteyiz. Bunun
en son örneğini ise dünya kupasında antrenör olarak Scolari ve takım olarak
Brezilya'da görmüştük.
Cemal Bey, başarı hikayelerı serisini ilgi ile takip ediyorum. Paylaşımınız için teşekkürler. Bu yazıyı okurken kendime önemli bir iki ders çıkarabildim. Tabii amacım hiçbir zaman "çok başarılı olmak olmadı" ancak "hep yeni birşeyler öğrenmek" oldu..Ama öğrendiklerimi ne kadar uyguluyorum derseniz sınıfta kalabilirim belki ...Uzun soluklu olmak için iddialı, yenilikçi, iletişime açık ve zeki/stratejik olmak şart...Ve etrafı zaman zaman takmayacak kadar güçlü...kolay iş değil...yapabilenleri saygı ile karşılıyorum :)
YanıtlaSilBaşarılı insanların dediğiniz özellikleri taşıdığı açık,etrafı takmamada bu tür insanlarda oluşan bir özellik ,bugünlerde Mourinho buna en güzel örnek,
SilNam-ı değer Fergie.. İlk lig şampiyonluğu için 7 yıl sabır gösterilmesi de bu başarıların gelmesinde ki kilit faktörlerden biri bence[elbette, 7 yıl boyunca sana sabır gösterilmesini sağlamakta ayrı bir yetenek olsa gerek:)]...
YanıtlaSilİş hayatında sermayedarın,kuluplerde yönetimin yöneticiye güvenmesi başarı için temel şart gibi gözüküyor,çok haklısınız,
Sil