Avrupa'da 2013 yılında toplam sigorta pazarındaki büyüme
%2,1 civarında gerçekleşmiş olup hayat branşındaki artış %3,1 olarak
gerçekleşirken elementer branştaki büyüme ise % 0,7 civarında gerçekleşmiş. Avrupalı
sigorta şirketlerinin son yıllarda büyümede ciddi sorun yaşamalarının ve büyüme
kaynağını gelişmekte olan pazarlara kırmalarının mecburiyetten kaynaklandığını
bu rakamlardan görmekteyiz. Türkiye sigorta piyasası Avrupa sigorta piyasasının
toplam primde %0,75’ini, elementer primde %1,6'sını, oto sigortalarında ise % 2,75’ini
temsil ediyor. Önümüzdeki dönemde de Avrupalı sigorta şirketlerinin
ülkemiz piyasasına girmek konusunda iştahlarının devam edeceğini düşünüyoruz.
Hayat branşının toplam primin %60’ını teşkil ettiği
Avrupa sigorta piyasasında hayat branşındaki prim 667 milyon Euro'ya, elementer
branşta ise 450 milyon Euro'ya ulaştığını görmekteyiz. Ülkemiz sigorta
piyasasında hayat alanında son derece küçük kalındığı ve piyasanın
aslında elementer ağırlıklı bir dağılım gösterdiği görülmekte.
Hayat sigortacılığının Avrupa ve batı sigorta
piyasalarında gelişmesinin arkasındaki en önemli neden banka ve kredi veren
kuruluşların kredi verme kapasitesinin büyüklüğü ile tüm sorumluluklarını hayat
sigortası ile teminat almalarından kaynaklanmaktadır.
Toplam penetrasyon oranlarına bakıldığında toplamda % 7,68’lik
bir orana ulaşıldığı hayatta bu oranın %3,10 olduğu görülmektedir. Yukarıdaki
tespite uygun biçimde ülkemiz sigortacılığında
penetrasyon oranının %1,3 olduğu ve sigortalanma oranı bakımından oldukça geri olduğumuzu (bu
oranlarda Romanya en dipte ondan sonra gelen ülke maalesef bizim piyasamız) ama diğer yandan da olumlu açıdan bakıldığında potansiyelin çok yüksek olduğu sonucuna varmamızda mümkün olacaktır.
penetrasyon oranının %1,3 olduğu ve sigortalanma oranı bakımından oldukça geri olduğumuzu (bu
oranlarda Romanya en dipte ondan sonra gelen ülke maalesef bizim piyasamız) ama diğer yandan da olumlu açıdan bakıldığında potansiyelin çok yüksek olduğu sonucuna varmamızda mümkün olacaktır.
Avrupa sigorta piyasasında sigortacıların en önemli bir
diğer fonksiyonu olan fon yaratma işlevini çok başarılı biçimde yerine
getirdiği görülmektedir. Avrupa’daki sigortacıların ellerindeki fonların toplam
milli gelire oranı %59’a, bu fonların Avrupa'daki toplam fonların %50’sine, dünyadaki
fonların ise %12’sine ulaştığı görülmektedir. Yatırılan fonların %55’inin
devlet kağıtları ile şirket fonlarına yatırıldığı ve sigorta şirketlerinin
gerçek kurumsal yatırımcı rolünü Avrupa’da son derece iyi oynadığını görüyoruz.
Her zaman söylediğimiz gibi sigorta endüstrisinin büyümesi ile birlikte
yatırımcı fonksiyonunu yerine getirmesinin ülkenin dış borcuna ve stabil bir
borçlanma zemini oluşturmasına çok önemli katkı sağlayacağını
düşünmekteyim.
Dağıtım kanalı gelişmelerine bakıldığında hayat alanında
bankaların, elementer branşta ise acentelerin ağırlıklarının aynen devam
ettiğini görmekteyiz. Acentelerin en ağırlıklı olduğu ülkeler İtalya ve
Almanya, brokerler kanalında (Avrupada çoğu ülkede çoklu çalışan acenteye broker denmektedir)İngiltere ve Belçika, direkt satışta Hollanda, Finlandiya
ve Hırvatistan ağırlıklı kanal olarak görülmektedir.
Sigorta şirketi sayılarında Avrupa’da bir önceki yıla
göre küçükte olsa bir azalma olduğunu görmekteyiz. İngiltere'de 1.229, Almanya'da
560, Fransa'da 395 sigorta şirketi olduğunu, ülkemizde bu sayının 68 olduğunu
görmekteyiz. Sigorta şirketi sayısının oldukça fazla olduğu Avrupa piyasasında
esas takip edilmesi gerekenin ilk 10 şirketin piyasanın ne kadarını temsil
ettiğidir ki bu sonuçlarda bize Avrupa'da ölçek ekonomisine uygun çalışmayan
bir pazar yapısının olduğunu da ayrıca göstermektedir.