30 Mayıs 2014 Cuma

TÜRK SİGORTA ENDÜSTRİSİ DEĞERLENDİRMESİ

1- Sektör ilk kez fiyat artışına odaklanmış, fiyat artışının getirdiği yüksek büyüme ve gelir artışı poliçe satışında sektörün tembelleşmesine yol açmıştır. Elementer sigorta sektörümüz 2013 yılında prim üretiminde %21,7 artış gerçekleştirmiş ve enflasyonun üzerinde bir büyüme sağlamıştır. Sektör 2013 yılında toplamda %8,4 poliçe adedi artışı sağlarken %13,3 fiyat artışı gerçekleştirmiştir. Bütün bu gayretlere rağmen uluslararası sigorta değerlendirmelerinde döviz bazında değerlendirme yapıldığından dolayı 2013 yılında bu raporlarda bir büyümeden bahsetmek mümkün gözükmemektedir.
2- Sektörde ilk kez en ağırlıklı branş karayolları sorumluluk branşı olmuştur. Son iki yıl içinde kasko branşındaki ağırlık 2013’te %26,5 ile Karayolları Sorumluluk branşına geçerken, kasko branşının payı %24,7’de kalmıştır. Bu branşta Avrupa Birliği standartlarında sorumluluk limitlerine yaklaştıkça branşın ağırlığı giderek artacaktır.
3- DASK’a kanuni zorunluluk getirilmesi ile birlikte yaygınlığı giderek artmaya başlamış ve poliçe sayısı 4.730.605’ten 5.854.058’e ulaşmıştır.
4- 2013 yılı acentelerin daha bilinçli bir biçimde organize olmaya başladıkları ve sektördeki pazar payı düşüşünü durdukları, hatta pazar payını %68,8’den %68,9’a az da olsa çıkardıkları özel bir yıl olmuştur. Diğer yandan acente sayısı 2012’de 16.827 iken 2013’te 15.517’ye gerilemiştir.  Ortalama acente primi 2012’de 682.318 TL iken 2013’te 901.520 TL’ye ulaşmıştır, bu gelişme acentelerin kurumsallaşması, kalıcılığı ve toplumda güvenilir kurum imajının oluşması ve ölçek ekonomisine uygun organizasyon kurmaları bakımından dikkat çekmektedir.
5- 2013’te elementer branşta bankaların üretimleri tüketici hakları ile ilgili getirilen yeni kurallardaki sınırlamaların etkisi ile %13,93’ten %13,87’ye gerilemiş olup özellikle bankalar aracılığı ile satılan ürünlerde sigortalıya daha fazla bilgi verilmesi ve sigorta satışında zorlama yapılmadan satış yapılması konuları sıkça gündeme gelmiştir.
6- Elementer sigorta endüstrisinde konsolidasyon gerekliliği devam etmektedir. Sektörde ilk 10 şirketin %75,9, ilk 20 şirketin ise %94,6 pay elde ettiği düşünüldüğünde kalan 16 elementer şirketin pazar payı sadece %5,4 olmaktadır. Bu tablo, sektörün ölçek ekonomisi bakımından bu sayıda şirketle devamının zor olduğunu, önümüzdeki dönemde sektörde konsolidasyon beklentisinin devam edeceğini göstermektedir.
7- Bedeni hasarlar, sektörü en fazla zorlayan alan olmaya devam etmiştir. Sektör, rezerv eksiğini gidermek için gayret göstermiş, bedeni hasarlardaki ortalama dosya maliyetini 30.404 TL’den 42.686 TL’ye çıkarmıştır. Ancak, ciddi açık hala devam etmekte ve bu açığın 700 milyon TL’den fazla olduğu tahmin edilmektedir. Bedeni hasarlardaki taleplerin organize bir biçimde takibi bunun yanında kanuni değişiklik ve mahkeme kararlarının teminat genişleten yorumlarının geriye dönük uygulanması sektörün geçmişe dönük sorumluluklarını artırmaya devam ettirmektedir. 2013 yılında trafik branşında oluşan hasarların yarısı bedeni hasarlara ait gerçekleşmiş olup her yıl bu oranın artacağı beklenmelidir.
8- Sigorta şirketleri risk seçimi ve risk değerlendirmesinde yeni standartları uygulamaya başlamış ve bu yaklaşımlar varlıkların korunması ve önlemler konusunda sigortalıların şirketlerinin önerilerini dikkate alması sonucunu getirmiştir. Gerekli korunma tedbiri almak istemeyen iş ya da sektör grupları baskı grupları oluşturarak bazı ara çözümler bulunması konusunda Hazine’yi ikna etmiştir ancak sigortacılık tekniği ile bağdaşmayan bu çözümlerin başarı şansı oldukça düşük gözükmektedir.
9- Endüstriyel risklerde beklendiği üzere koasürans anlayışı yerleşmiş ancak özellikle aracıların sigortalının ihtiyacından ziyade aracı beklentisini karşılayan paneller kurmaya başlaması önümüzdeki dönemde sektörde bazı sorunlarla karşılaşılabileceği beklentisini yaratmaktadır. 2013 yılı Eylül sonu itibarı ile sigorta sektörünün karlılığının incelenmesinde ise elementer sigorta sektörünün 622 milyonTL civarında bir kar elde ettiğini görmekteyiz, bu karın detaylarına inildiğinde 362 milyon TL civarında karın aslında gayrimenkul satışı gibi bir kerelik etki yaratacak bir işlemden ve de iştirak gelirlerinden elde edildiği görülmektedir. Diğer yandan sigorta sektörünün özellikle trafik ve sorumluluk alanlarındaki ciddi rezerv eksikliklerini azaltmaya dönük bir gayret içerisine girmesine rağmen çok önemli bir rezerv açığının da halen devam ettiğini görmekteyiz.
Tablo bu şekilde iken aşağıdaki olumsuzlukların 2014 yılında sektörü ciddi anlamda etkileyeceği beklenmelidir.
• Sigorta sektörünün geçen yıl kestiği poliçelerdeki fiyatı oluşturan bazlarından biri olan yabancı para karşısındaki Türk Lirası’nın durumu ile bugün karşı karşıya olduğumuz kur arasındaki farkın hasar maliyetlerine olan etkisinin son 1 yıl kesilen poliçelerden başlamak üzere ciddi erozyon yaratacağını tahmin etmek hiç de zor değildir, nitekim yılın ilk iki ayındaki oto tamir maliyetindeki artışlar %15 - 30 seviyesindedir ve otomotiv firmaları bu artışların devam edeceğini ifade etmektedirler. Maliyet artışları hasar dışında reasürans maliyetleri ve bazı genel gider kalemlerinde de sigorta şirketlerini önemli ölçüde etkileyecektir.
• Diğer yandan döviz karşısında TL’nin değerinin düşmesinin genel anlamda tüketime de olumsuz bir biçimde yansıyacağı,
• Araç satışında alınan ÖTV deki artışların araç satışını en azından %20-30 civarında etkileyeceği, 
• Kredi kartlarında getirilen sınırlamaların ve enflasyonda artış beklentisinin tüketime negatif etki yaratacağı beklenmelidir.
• Bütün bunlara karşılık faizlerdeki artışın nakit pozisyonu güçlü şirketler bakımından önemli mali gelir elde etme şansı yaratacağı da öngörülmelidir.
Bütün bu gelişmelerin yanı sıra, sigortacılık alanında tüketici lehine yapılan kanuni değişiklikler (bu konudaki Hazine’nin yaklaşımları uzun vadede sektörün lehine olmakla birlikte) kısa süre diliminde sektöre önemli bir ek maliyet olarak yansıyacaktır. Diğer yandan, poliçe sayılarında geçtiğimiz yıllarda görülmeyen daralma hatta düşüşün, sigorta şirketleri yönetimlerinde panik yaratıp fiyatlamalarda rasyonel olmayan düşüşlerle bu azalışı kapatma gayretleri görülebileceği, aracısız direkt satış denemelerinin 2014 yılında olabileceği, bu gelişmelerin sektörün kimyasını bozabileceği beklentisi içinde olabileceği, aracıların/sektöre hizmet veren kesimlerin (otomotiv bayilerinin, eksperlerin) ve de sigorta şirketlerinin mutsuz olacakları bir yıl yaşayacağı düşünülmektedir.
Sonuç olarak, Türk sigorta sektörü olarak 2013 yılını toparlanma yolunda bir parça da olsa çaba gösterildiği ve bunun gerek fiyat artışları ve gerekse riski seçmede getirilen yeni uygulamalarla sağlandığı, ancak sigorta endüstrisinin optimum çalışma koşulları oluşturmada henüz yolun başında olduğu gerçeğini aklından çıkarmaması gerektiğini, her gün basın organlarında "sigorta sektörü sorunu çözdü, artık kar ediyor, her şey yoluna girdi" şeklinde beyanatlar için çok erken olduğu düşünülmektedir.

BAŞLARKEN

Yeni dönemde bu blogda özellikle mesleğim olan sigortacılık konusundaki gelişmelerle ilgili düşüncelerimi Türkiye ve dünyada işletme yönetimi konusundaki gelişmeleri paylaşırken diğer yandan gördüğüm, gezdiğim yerleri, benim için çok önemli olan lezzet arayışlarındaki başarılı örnekleri kayıt altına almayı düşündüm.

Dolaysı ile bu blog, işhayatını takip ederken aynı zamanda hayatı da ıskalamadan güzellikleri paylaşma düşüncesi ile oluştu.

Umarım sürekli bir biçimde kullanılan, paylaşılan bir platform olur…

Cemal Ererdi