3 Haziran 2014 Salı

SİLİKON VADİSİ ZİYARETİ


AXA grubunun 2014 yılı şirket toplantısı San Francisco’da Mayıs ayında yapıldı. Bu toplantının San Francisco’da yapılma nedeni; dünyanın dört bir tarafından bu toplantıya gelen 168 GSE'nin  (Group Senior Executives) grubun dijital iş yapma biçimine doğru hareketlenmesini sağlayacak düşünce değişimini sağlamak, bunun yanında bu konuda dünyadaki en önemli inovasyon merkezinde çalışan çok sayıda yeni girişimi ziyaret ederek yaratıcılık konusunda algıları değiştirmek ve kendi faaliyetlerine nasıl katkı sağlamaları gerektiğini düşündürmekti.

San Francisco’nun çok canlı bir şehir olduğunu ve şehirde ortalama Amerikalıların kazançlarının çok üstünde bir gelir yaratıldığını ayrıca şehirdeki inşaatların çokluğu ve şehirde farklı bir canlılık hissedildiğini söylemem lazım. San Francisco’nun biraz dışında oluşturulan Silikon vadisinin bir üniversite kampüsü şeklinde düzenlendiği ve işlediğini, insanlarda daha ziyade bir çalışan değil üniversite öğrencisi kıvamının açık şekilde görüldüğünü söyleyebilirim. Vadide esnek çalışma saatlerinin tüm şirketlerde uygulandığını özellikle çalışanların mesai saatlerinde, istedikleri zaman bahçelerdeki banklarda oturarak kahvelerini içtiklerini, giyimlerinin bu rahatlığı yansıttığını herkesin bir şeyler yaratmasını sağlayacak bir ortamın içinde yaşadıklarını söyleyebilirim. Bütün bu rahat ortamı sağlamakla birlikte tüm yöneticilerin tek söylediği iş kuralının; şirketlerine en iyi elemanı almak, en yüksek performansı beklemek ancak bu gerçekleşmezse hemen işten atmaktı. Diğer yandan performansı yüksek olan çalışanların şirketler tarafından hisse devri yapılarak elde tutulmasının da çok yaygın bir insan kaynakları uygulaması olduğu ifade edildi. Diğer yandan ilgi çekici bir diğer nokta bu şirketlerde çalışanlara mesleği ne olursa olsun genelde "engineer" denmesiydi. Şirketlerde çalışanları motive etmek üzere şirketlerde ortak gördüğüm nokta şirket restoranlarının abartılı bir biçimde büyük, inanılmaz çok çeşitli yiyecekle donatılmış olması, nerdeyse tüm dünya mutfaklarını içeren bir biçimde dizayn edilmesi ve tüm gün canlı biçimde faal olmasıydı. Diğer yandan bu binalarda spor merkezlerinin sürekli kullanıldığını görmek, hatta gün içinde dersler konulması, oyun salonları oluşturulması ve çalışanların tüm gün boyunca bu imkânlardan yararlanması yine dikkat çeken şirket uygulamalarıydı. Silikon vadisinde sokaklarda en az 10 Google Aracının dolaştığını gördüm bu araçların gelecekteki araç kullanım alışkanlıkları ve trafik düzenini, hatta sigortacılık sistemini nasıl kökten değiştirebileceğini düşünmeden edemedim.

 Bu seyahatte Google'ın geliştirme bölümünün başındaki Sebastian Thrun ile konuşma imkânı bulduk. Kendisi ayrıca Stanford Üniversitesinde Profesör olarak “Artificial intelligence” bölümünün başında çalışmalarına da devam etmekte, özellikle üniversite bünyesinde uzaktan erişimle kendi bölümüne dünyanın çeşitli ülkelerinden çok ciddi seçim sonucu ilave 4000 kişinin devam edebildiğini ve 27.000 USD olan yıllık ücret yerine 6.000 USD ücretle bunu yapabildiklerini anlattı. Thrun özellikle Google Aracı ve son dönemde üzerinde çalıştıkları Google Gözlük gibi yenilikleri anlattı ve her alanda yapmak istediklerini belirtti özellikle ellerindeki inanılmaz sayıdaki kullanıcı bilgisi ve bu bilgilerden elde edebildikleri kullanıcı eğilimlerini kullanma yolu ile her alanda başarılı olabileceklerinin sinyalini verdi.
 




 
 Silikon vadisinde bulunan şirketler dışında San Francisco'nun sokaklarında çok sayıda ofiste çok sayıda yeni girişim (start up) görmekte mümkün, bu girişimlerin çoğunda tek yada ortak gençlerin oluşturduğu projeleri, geliştirdikleri bu projeleri uygulamaları için 50-100.000 USD civarında bir kaynağı çevrelerinden yada melek yatırımcılardan aldıklarını daha sonra işin tutması durumunda bu işi ya satıp yada eğer geri dönüş beklentisi büyükse halka açılmayı denediklerini gördüm. Bazı girişimlerde 18-25 yaş arasında girişim sahiplerinin olduğunu bu kişilerin 50-60 yaş aralığında CEO’ları istihdam ettiklerini bu girişimci gençlerin daha öncede birkaç girişim kurup sattıklarını duydum. Diğer önemli bir tespitimde buradaki insanların dünyanın dört bir yanından gelerek burada iş yapmalarıydı, yani burada Amerikalı olanlar benim gördüğüm işletmeler için söylüyorum; çoğunluk değildi.
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

San Francisco’daki yüzlerce girişim içinde şu anda faal olan ya da faaliyete geçmek üzere olan bazı girişim şirketleri ile üzerinde yoğunlaştıkları konuları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkün;
Fitbit: Spor konusunda aletler üreten performans ölçen, takip eden sistemler oluşturan bir girişim,
Flyr: Amerika’da havayolunda fiyat alındığında en düşük fiyatı sabitleyerek bir nevi sigortalayan bir sistem,
Poshmark: Kadınları hedefleyen ve alışverişi sosyal medya üzerinde kurgulayan bir girişim,
Lyft: Araçların paylaşılmasını sağlayan bir sistem,
Peek: Turizm alanında seyahat edenlere seyahat sırasında yapılması gerekenler konusunda tavsiye veren bir çalışma,
TruTag: ilaç alanında güvenli ilaç kullanımını sağlayacak bir çözüm 
Kcura and Relativity: Avukatlara yönelik olarak geçmiş davaları ve sonuçlarını aranan konuya uygun biçimde önünüze getiren bir çözüm,
Augmedix: Hasta doktor ilişkilerini takip eden bir dijital uygulama,
Oyster: üyelik sistemi ile kütüphanesindeki kitaplara sınırsız ulaşım imkânı veren bir uygulama,
AliveCor: kalp hastalıkları olanların mobil telefon ile takibini yaparak uyarılar gönderen bir çözüm, gerektiğinde doktorunuza gerekli bilgileri gönderebilen bir uygulama,

 
Bu işletmelerin ürettikleri çözümleri incelediğinizde hayatın çok küçük bir alanındaki ihtiyacı tespit eden bu alanda sade, kolay, akıcı çözümler bulan ve bunu yaygın olarak kullandığımız mobil telefon ya da benzeri sistemlerle uyumlu hale getiren bir düzenleme ile kullanıcının hayatını kolaylaştırmayı amaç edindiklerini gördüm.

Bu seyahatin benim için özeti; hayatın her alanında geleneksel şirketlerin karşısına bu tür uygulamaların çıkabileceği, bu yenilikçi çözümlerle hala eski anlayışla devam eden şirketlerin rekabet etmesinin güç olduğu, bu tür girişimlerle ortak çözümler üretecek stratejik beraberlik ya da bu girişimlerle rekabet edebilecek yapısal alt yapı değişikliklerini bir an önce devreye almak dışında şirketlerin bu gelişmelerle başa çıkabilmelerine olanak olmadığıydı.

Bir kez daha bilgiyi toplayan, ona hükmeden kuruluşların önümüzdeki dönem aslında nasıl bir güç elde ettiklerinin farkına vardıklarını ve çeşitli sektörlerde bu bilgiyi kullanarak o sektörün çalışma biçimlerini değiştirerek o sektörü nasıl alt üst edeceklerini çok yakın zamanda göreceğiz diye düşünüyorum. 

Cemal Ererdi

3 yorum:

  1. gerçekten etkilendim...her iş yerinin kendi içinde küçük silikon vadileri yaratması değerli bir başlangıç gibi gözüküyor...iş dışında yenilikçi ve keşiflere açık bir vadi veya zaman dilimi..belki aynı insan kaynağı ile...

    YanıtlaSil
  2. Kesinlikle katılıyorum,inovasyona uygun bir iklim yaratmak şirketlerde farklılık yaratmak için mutlaka gerekli,

    YanıtlaSil
  3. Bir an sizin de dijital sigortacılık dediğinizi zannettim. :)

    YanıtlaSil