Trafik sigortaları dünyadaki çoğu ülkede olduğu gibi
ülkemizde de mecburidir. Bu, üçüncü şahısların haklarını teminat altına almak
adına yapılan bir uygulamadır ve toplum açısından son derece faydalıdır. Özellikle
sorumluluk limitlerinin bazı ülkelerde limitsiz, Avrupa’nın çoğu
ülkesinde ise 500.000 € ya da 1.000.000 € tek limitle tespit edildiğini
görmekteyiz. Genelde uygulama trafik sigortalarında limitlerin kamu otoritesi tarafından
tespit edilmesi, primlerin ise sigorta şirketleri tarafından serbestçe tespit
edilmesidir.
Tüm dünyada ve özellikle son dönemde İngiltere ve İtalya’da
olduğu gibi ülkemizde de bedeni hasarlarda önemli ölçüde artış görülmekte ve bu
artışın daha ziyade takipçilerin işin içine girmesi ile konuların mahkemeye
intikal etmesi sonucu taleplerin bir anda patlaması şeklinde gerçekleştiği
görülmektedir. Bu sorunlarla karşılaşan İspanya ve İtalya’daki sigortacıların
"Baremo" denilen tek tip bir tazminat hesaplama metodunu uygulamaya
alması ile İngiltere’de ise profesyonel takipçilerin çalışmasını engelleyici
bir takım önlemlerle sınırlama çabalarına girdikleri gözlenmektedir.
Ülkemizde özellikle 2011 yılından itibaren sigorta
endüstrisinde sorun olmaya başlayan bedeni hasarların toplam hasarlara oranı bu
yıllarda %15’lerde iken bugün bu oran % 60’lara varmış ve artış trendini
sürdürmeye devam etmektedir. Bu konuda sektör gerekli girişimlerde bulunmuş
ancak kanun değişikliği gerekliliği nedeniyle, bugüne kadar maalesef herhangi bir düzenleme yapılması mümkün
olamamıştır. En iyimser beklenti ile konunun seçim sonrasında tekrar gündeme
gelmesi
beklenmektedir.
beklenmektedir.
Diğer yandan trafik sigortalarında yargıtayın geriye
dönük olarak kazada sorumlu sürücülere ve bakıcı giderlerine dönük tazminat ödenme
mükellefiyeti getirmesi sigorta sektörüne çok ciddi ilave bir maliyet
yüklemiştir. Gelişmiş hiç bir ülkede örneği olmayan bu karar sigorta sektörünün
çalışma prensibine de son derece aykırı bir karardır. 8 yıl önceki koşullara
göre hazırlanan bir tarife ile satılan ürünlere satıldıktan 8 sene sonra; ürünün
teminatını genişlettim, geriye dönük olarak bunları da ödeyeceksiniz, demek
sigorta endüstrisine çok ciddi bir yük getirmek ve sermayedara ciddi zarar
yüklemek anlamına gelmektedir. Bu tür geriye dönük uygulamaların sıklaşması
özellikle yabancı sermayenin ülkeye yapacağı yatırımları sınırlayabileceği
riskini de beraberinde getirmektedir. Diğer yandan geçtiğimiz yıllarda geriye
dönük olarak uygulanan sosyal güvenlik payının sektöre olan faturası
hazmedilmemişken bu tür uygulamalar bu branşta sürekli zarar edilmesine yol
açmaktadır.
Sigorta sektörünün geçmişten gelen bu zararları
karşılamak için önünde iki yol vardır:
1. Bu zararların karşılanması için bundan sonra
satacakları poliçelerin fiyatlarına marj yüklemek (ki bu aslında yeni
sigortalılara karşı haksızlık demektir)
2. Sermayedarlardan ilave sermaye isteyerek bu zararları sineye çekmek
Trafik sigortaları tüm dünyada mecburi olması, prim
üretiminin yüksek olması nedeni ile her zaman bıçak sırtı karlılık marjı ile
çalışmakta bu alanda rekabet her branştan çok daha yoğun yaşanmaktadır. Tüm
dünyada bileşik rasyoların %100'ün üzerinde gerçekleştiği gibi ülkemizde de
gerek rekabet ve gerekse yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı sektör bir
türlü kar etme noktasına gelememektedir.
Diğer sorumluluk sigortalarında olduğu gibi trafik
sigortalarında da uzun kuyruklu sigorta olması nedeni ile yıllar sonra da olsa
hasarlarla karşılaşıldığı ve gerçek karlılığın ancak uzun yıllar sonrası ortaya
çıktığı görülmektedir. Mali açıdan güçlü olmayan şirketlerin bu branşta kısa
vadeli
ihtiyaçlarını karşılamak adına fiyatlarda indirim yaptığı, nakit akışlarını bir ölçüde karşıladığı
görülmektedir. Bu sarmala giren şirketlerin bu uygulamalarının bu tür şirketlerin sorumluluklarını karşılayamamaları sonucunu getirmektedir. Bu tür gelişmelerde bu şirketlerin sorumlulukları sigorta fonu benzeri kurumlar varsa bu kurumlar tarafından, yoksa piyasadaki oyuncular arasında karşılanmaktadır.
ihtiyaçlarını karşılamak adına fiyatlarda indirim yaptığı, nakit akışlarını bir ölçüde karşıladığı
görülmektedir. Bu sarmala giren şirketlerin bu uygulamalarının bu tür şirketlerin sorumluluklarını karşılayamamaları sonucunu getirmektedir. Bu tür gelişmelerde bu şirketlerin sorumlulukları sigorta fonu benzeri kurumlar varsa bu kurumlar tarafından, yoksa piyasadaki oyuncular arasında karşılanmaktadır.
Bunun önüne geçmek için mutlaka mali açıdan sorunlu
şirketlerin sorumluluk sigortaları yazmasının önüne geçilmesi gerekir. Aksi takdirde
şu an uygulanan sistemde sadece fiyata bakılarak satın alınan bu üründe diğer
şirketlerinde fiyatlarında indirim yapacakları için tüm sektörün mali açıdan
sorun yaşaması gibi bir durum ortaya çıkmaktadır.
Sonuç olarak bilinmesi gereken trafik sigortalarında sektörün kar üretememesinin esas nedeni tarife uygulamaları yada aşırı rekabet değildir,2008 ortalarına kadar uygulanan tarife rejiminden bugün geriye dönük tazminatlara bakılırsa ne demek istediğim daha net anlaşılır.Sorun geriye dönük yapılan düzenlemeler ile bedeni hasarlarda her ülkede gerçekleşen ani patlamalardır.
Sigorta sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesinin sağlanabilmesi için denetimin çok sıkı biçimde yapılması ve sıkıntıya düşen şirketlerin bu branşta iş yazmasının önüne geçilmesi mutlaka şarttır. Diğer yandan sigorta şirketlerinin son dönemdeki geriye dönük kararların bilançolarına olan etkilerini ortaya koymaları ve bunun rakamsal etkilerini kamuoyu ile paylaşmaları mutlaka gereklidir. Zira kamuoyunda sürekli olarak kar etmeyi beceremeyen ve sektörü yönetmekten aciz yöneticilerin var olduğu bir imaj giderek sektörün üzerine yapışmaktadır.
Sigorta sisteminin sağlıklı bir şekilde işlemesinin sağlanabilmesi için denetimin çok sıkı biçimde yapılması ve sıkıntıya düşen şirketlerin bu branşta iş yazmasının önüne geçilmesi mutlaka şarttır. Diğer yandan sigorta şirketlerinin son dönemdeki geriye dönük kararların bilançolarına olan etkilerini ortaya koymaları ve bunun rakamsal etkilerini kamuoyu ile paylaşmaları mutlaka gereklidir. Zira kamuoyunda sürekli olarak kar etmeyi beceremeyen ve sektörü yönetmekten aciz yöneticilerin var olduğu bir imaj giderek sektörün üzerine yapışmaktadır.