Sigorta şirketlerinin büyüme stratejilerini aşağıdaki
şekilde özetlemek mümkündür.
1. Fiyatları arttırmak ve rakiplerin bu artışı takip
edeceklerini tahmin ederek oluşturulan büyüme modeli
2. Fiyatları düşürmek ve rakiplerin bu düşüşü takip
etmeyeceklerini tahmin ederek oluşturulan büyüme modeli3. Daha önce yoğunlaşılmamış bir branşta piyasaya girerek bu branşta piyasa payı elde etmeye dönük büyüme stratejisi
4. Daha önce zayıf olunan bölgelerde daha agresif bir fiyatlama modeli ile büyüme stratejisi
5. Mevcut Dağıtım kanallarına ilave yeni bir kanalın ilavesi ile büyümenin sağlanması
6. Mevcut dağıtım kanallarında çalışılan âdeti arttırmak sureti ile büyümenin sağlanması
7. Yeni bir ürün oluşturmak sureti ile bu ürünün satış adedini arttırarak büyümenin sağlanması
Bu büyümelerde ülkemizde en sık denenen yöntem ikinci ve
altıncı maddede sözü edilen büyüme stratejileridir. Bu stratejilerin en önemli
özelliği, bu modelde uygulamaların uzun soluklu olamaması ve bu uygulamaların
şirketin büyümesine geçici olarak dahi olsa olumlu katkı sağlamasına rağmen
acentenin büyümesine olumlu katkı sağlamamasıdır.
Şirketlerin fiyat düşüşü ile içeri son derece yüksek
sayıda ucuz fiyatlı poliçe soktukları ancak bu uygulama ile acentelerin mevcut
müşterilerinin de bu fiyat indiriminden faydalanmaları nedeni ile acentenin
prim üretimi büyümesinin mümkün olmadığı görülmektedir. Diğer yandan yeni giren
müşterilerin fiyat odaklı olmaları nedeni ile bir sonraki yıl portföyde
kalmaları da son derece zayıf bir ihtimal olarak görülmektedir. Mevcut
müşterilerin fiyatlarının düşmesi ise müşteri nezdinde soru işareti yaratmakta
acenteye geçmiş dönemdeki uygulamalar nedeni ile soru sorulmasına yol
açmaktadır. Bu müşterilerin bir sonraki yenilemesinde ise olası bir fiyat
artışı müşteri nezdinde güvensiz bir durum yaratmakta o güne kadar etraftan
fiyat almayan müşteriler daha fazla fiyat alan, sorgulayan bir kimliğe
bürünmektedir.
Son dönemde en fazla görülen bir diğer uygulama olan
şirketlerin çok sayıda acentelik vermesi durumu ise şirket bakımından ciddi bir
prim artışı getirmekle beraber mevcut acente portföylerine bu büyüme aynı
şekilde yansımamakta hatta küçülmeler bile yaşanmaktadır. Acentenin çevresinde
o güne kadar bulunmayan yeni acenteliklerin aynı markayı kullanmaya başlamaları
ile birlikte acentenin mevcut portföyüne hücum başlamakta, mevcut acenteye yeni
gelmesi muhtemel işlerde yeni acentelere gitmeye başlamaktadırlar. Yani acente
hem mevcut müşterisini korumakta zorluk çeker hale gelmekte (aynı şirketin çok
sayıda acentesi ile yoğun bir rekabet içine girmekte) hem de yeni iş
potansiyeli giderek bölüşülmek durumunda kalmaktadır.
Acentelerin çalıştıkları şirketlerin en azından bir yıl sonraki stratejileri hakkında bilgi sahibi olmaları, bu stratejilere katkı sağlayacak toplantılarda görüşlerini dile getirmeleri, kendi geleceklerini tayin etmeleri bakımından gereklidir. Aksi takdirde belirsizlik içerisinde kalacak acente, piyasanın kendini götürdüğü rüzgâr içinde ne yaptığını bilmez şekilde şirket stratejilerinin kendisine olan yansımalarını izleyecektir. Bunları söylerken tabii ki bu yazıda esas unsurun çalışılan sigorta şirketinin bir strateji dâhilinde çalıştığı varsayımıdır. Ancak üzülerek söylememiz gereken nokta stratejik yaklaşımlara sahip şirketlerin çok azınlıkta kaldığı gerçeğidir.