Bond filmleri aslında 1958'de Ian Fleming’in yazdığı seri
romanlardan 6.sı olan Dr.No ile başlamış ve Ian Fleming 1965’te ölene kadar
senaryo yazımına katkı sağlamıştır. Aslında çekilen her filmde kurgulanan hikâye
hemen hemen aynı olmasına rağmen her bölümü ilgi ile izlenmiştir. Ünlü romancı
Umberto Eco’nun Bond filmleri ile ilgili görüşleri aslında bu ilgiyi bir ölçüde
açıklamaktadır. Seyircilerin memnuniyeti kendilerini kurallarını, parçalarını
ve sonuçlarını bildikleri bir oyunun içinde bulmalarından kaynaklanmaktadır.
Fleming’in senaryoları, "kitlelerin eğlencesi olarak donatılmış tipik bir kaçış
makinesi olarak ele alınabilir” ifadesini kullanmıştır. Eco’ya göre de sabit
bir takım ilişkiler üzerine kurulmuş olan Bond filmlerinde temel yapıyı
oluşturan öğeler aynıdır ve bu yapı aslında sinema seyircisini fazla
uğraştırmadan hikâyeyi değişik yer ve kahramanlarla tekrar tekrar seyretme
rahatlığına götürmektedir.
Temel hikâyenin temel taşları hemen hemen bütün filmlerde
aşağıdaki şekilde gelişir;
1. Bond tatilde güzel bir kadınla beraberken ani bir
emirle merkeze çağırılır.
2. Büyük patronun sekreteri Moneypenny ile kısa bir flört
eder.3. Büyük patron olan Gizli Servisin Başkanı M, Bond’a tehlikeli ve gizli bir görev verir.
4. Bond göreve gitmeden son dönemde geliştirilen aletlerle/otomobille tanıştırılır ve uygulaması için kendisine teslim edilir.
5. Bond ve genelde dünya için tehlike yaratan Kötü adamla karşılaşır.
6. Bond kullandığı son model ve çok özellikleri olan otomobil veya sürat teknesi ile tehlikeli bir sürüş yapar.
7. Dünyanın en ilgi çekici şehirlerinden en az ikisinde en özel sokaklar da hikâye gelişir.
8. Bond, Kötü adama ilk darbeyi vurur (ya da tersi).
9. Bond ve kadın karşılaşır.
10. Bond ile kadın arasında erotik ilişki ve yakınlık kurulur.
11. Kötü adam Bond’u yakalar.
12. Kötü adam Bond’a işkence eder.
13. Bond Kötü adama nihai darbeyi vurur.
14. Bond iyileşir ama kadını bir şekilde kaybeder.
Bu arada filmde bolca şık kıyafetler, pahalı aksesuarlar,
yatlar, son model arabalar, güzel kadınlar, uçaklar kullanılır. Kısacası Bond
soğuk savaş dönemi ve sonrasında casusluk hikâyelerine olan ilgi nedeniyle hem
edebiyat hem de sinemada büyük ilgi uyandırmış bir popüler kültür ikonu olarak
nitelendiriliyor.
Bu serinin başarılı olmasının en önemli nedenlerinden biri olarak
Hollywood yapımlarının dışında Bond’un İngiliz olması oldukça önemli bir faktör
olarak öne çıkıyor. Bu yapımın İngiliz yapımcılarınca hazırlanması önemli bir
faktör olarak öne çıkıyor. Nitekim oynayacak aktörlerin de İngiliz olması ve
bunun özellikle seçilmesi bu filmi seyredecek çok önemli bir segmentte bir
aidiyet duygusu yaratıyor. Nitekim elde edilen gişe hasılatlarında en az %30
unun İngiltere’den elde edildiği, İngiliz ağırlığı olan ülkeler ve Asya’daki
gişe düşünüldüğünde %50 gelirin bu coğrafyalardan elde edildiği düşünülürse
Holywood dışında bir yapıma sahip çıkılması arzusu öne çıkıyor.
Filmler ve filmlerde oynayan aktör ve rejisörler aşağıda
sıralanmıştır. Herkesin tahmininin aksine en fazla Bond rolünü oynayan aktör
Sean Connery değil Roger Moore'dur.
FİLMİN ADI
|
YIL
|
AKTÖR
|
REJİSÖR
|
1962
|
Connery,
Sean
|
Young,
Terence
|
|
1963
|
Connery,
Sean
|
Young,
Terence
|
|
1964
|
Connery,
Sean
|
Hamilton,
Guy
|
|
1965
|
Connery,
Sean
|
Young,
Terence
|
|
1967
|
Connery,
Sean
|
Gilbert,
Lewis
|
|
1969
|
Lazenby,
George
|
Hunt,
Peter R.
|
|
1971
|
Connery,
Sean
|
Hamilton,
Guy
|
|
1973
|
Moore,
Roger
|
Hamilton,
Guy
|
|
1974
|
Moore,
Roger
|
Hamilton,
Guy
|
|
1977
|
Moore,
Roger
|
Gilbert,
Lewis
|
|
1979
|
Moore,
Roger
|
Gilbert,
Lewis
|
|
1981
|
Moore,
Roger
|
Glen,
John
|
|
1983
|
Moore,
Roger
|
Glen,
John
|
|
1985
|
Moore,
Roger
|
Glen,
John
|
|
1987
|
Dalton,
Timothy
|
Glen,
John
|
|
1989
|
Dalton,
Timothy
|
Glen,
John
|
|
1995
|
Brosnan,
Pierce
|
Campbell,
Martin
|
|
1997
|
Brosnan,
Pierce
|
Spottiswoode,
Roger
|
|
1999
|
Brosnan,
Pierce
|
Apted,
Michael
|
|
2002
|
Brosnan,
Pierce
|
Tamahori,
Lee
|
|
2006
|
Craig,
Daniel
|
Campbell,
Martin
|
|
2008
|
Craig,
Daniel
|
Forster,
Marc
|
|
2012
|
Craig,
Daniel
|
Mendes,
Sam
|
Bond filmlerinin yapımcısı Broccoli “Her yeni Bond
filminin öncekilerden daha büyük, daha iyi, çok daha fazla görülmeye değer,
daha heyecanlı ve daha şaşırtıcı olması gerekmektedir" şeklinde yapım
sırlarını vermektedir. Yeni tehlikeli sahneler, orijinal hileler, seyirciyi
eğlendirmek ve heyecanlandırmak için oluşacak maliyeti her hâlükârda karşılamak
ve en iyiyi ortaya çıkarmak herkesin ortak amacı olmuştur. Senaryo yazarları,
yapım ekibi, sahne koordinatörü, rejisör ve yapımcı aylarca süren tartışmalar
ve toplantılar sonunda filmin ana yapısını ve yapılacakları belirlemektedirler.
Maliyetler her filmde oldukça yüksek çıkmasına rağmen tüm Bond filmleri gişede
başarı elde ederek bu maliyetleri kat kat çıkarmış ve büyük kar sağlamıştır. Bu
yaklaşım aslında doğru bir vizyonla birlikte takımın doğru kişilerden kurulması
halinde takım çalışması ile birlikte nasıl başarı kazanılacağını gösteren
ifadelerdir.
Diğer yandan sürekli olarak seyirci analizleri yapılarak
çıkan eğilimler aslında senaryoda öne çıkan konuların belirleyicisi olarak
kullanılmaktadır. Örneğin ilk yıllarda Bond çok sıkı bir sigara kullanıcısı ve
günde yarım şişe içki içen birisi iken (Thunderball’da sağlık çiftliğine
gönderilmiş, detox uygulanarak günde 60 adet el yapımı Balkan sigarası içme alışkanlığı
terk ettirilmiştir) artık sigara içmemekte ve içkiyi de sosyal içici kıvamında
içmektedir. Diğer yandan Bond bir kez evlenmiş (On her Majesty's Secret
Service) aynı filmde eşi hızlı kullandığı araçla yaptığı kaza sonucu ölmüştür.
Aslında bu da Bond’un seyirci eğilimlerince evli olmaması ve bağımsız olması
beklentisini karşılanması olarak değerlendirilebilir.
Bond'un her bölümünde öne çıkan bir başka önemli unsur da
film müziklerinin seçimi ve söyleyen şarkıcılardır. İlk yıllarda bu müzikler
Barry-Marty Norman ikilisini şöhrete kavuşturmuş daha sonra Bond filmlerine ait
müzik albümleri Shirley Bassey, Tom Jones, Nancy Sinatra, Paul McCartney, Duran
Duran, Tina Turner, Madonna, Alicia Keys ve Adele gibi popüler ve başarılı
şarkıcılar tarafından seslendirilmiş ve film müziklerini içeren albümler
listelerde üst sıralara kadar çıkmayı başarmıştır.
Diğer yandan tüm Bond filmlerinde oynayan Bond kızlarının
gerçekten son derece çekici ve güzel olmaları istenmiş ve Ursula Andress ile
başlayan bu akım Halle Berry ve diğer birçok güzel kadın ile devam etmiştir. Son
filmde Penelope Cruz da bu anlayışın bir devamıdır. Bond kızları basında
sürekli yer alarak bu filmleri ön plana çıkaran bir başka özelliğidir bu filmlerin.
James Bond daima markaları seven ve kullanan bir karakter olarak betimlenmiştir. Bu bağlamda Bond filmlerinin düşünceyi yönlendirme etkisini, tüketim mantığı açısından filmlerde kullanılan markalar bağlamında irdelemek mümkündür. Bu noktada bilinçli ve planlı bir şekilde markaların sinema filmleri içeriğine yerleştirilmesi olarak tanımlanabilecek ürün yerleştirme uygulamasını Bond filmlerinde sıkça görmek mümkündür. Seyircilerin markalara olan düşkünlüğü düşünüldüğünde bu markaları görmek, bunun yanında bu markaları kullanmanın sofistikeliğini görebilmek bu filmlerde öne çıkmaktadır. Filmlerde otomobil, alkollü içecek ve saat markalarının yer aldığı üç ana kategoride markaların yoğunlaşması genel olarak uygulanan bir strateji olmuş bunların yanında daha düşük oranda olsa da bavul, havayolu ve cep telefonu markalarının yerleştirmeleri de kullanılmıştır. Bond serisi filmlerinde yer alan otomobiller incelendiğinde, serinin ilk filmi olan Dr.No’da Bond’un spor bir Sunbeam Alpine marka otomobil kullandığı görülmektedir. Bond daha sonra Altın Parmak filminde Aston Martin DB-5 modeline geçiş yapmıştır. Bond’un Aston Martin ile olan ilişkisi günümüze dek devam etmiş ve Quantum of Solace’da, Aston Martin’in DBS V12 modeli kullanılmıştır. Aston Martin’in yanı sıra daha birçok otomobil markası Bond filmlerinde yer almıştır. Otomobillerin metalik gri yani milenyum rengi olması da aslında önemlidir. Otomobilin rengiyle vurgulanmak istenen ileri teknolojinin ve yeni bin yılın ürünü olmasıdır. Diğer yandan bu otomobillere konulan bilgisayar monitörü görüntüsüyle de bu algı güçlendirilmek istenmektedir.
James Bond karakterinin “My name is Bond, James Bond”
repliği kadar meşhur bir diğer repliği de “Shaken, not stirred” olarak sinema
tarihine geçmiştir. Bu replik Bond’un çalkalanmış ama karıştırılmamış votka
tercihi olarak ekrana yansımıştır. Bu nedenlerle alkollü içecek markaları
Bond’un tercihi olmayı her zaman arzu etmiştir. Alkollü içecek markalarının bu
filmlerde yer alma talebi sonucunda Yarın Asla Ölmez filminde Bond’un içeceği
olarak Smirnoff yerleştirmesine yer verilmiştir. Casino Royale filmlerinde ise
Bollinger şampanyaları kullanılmıştır. Ayrıca Heineken bira markası Quantum of
Solace filmlerinde kullanılmıştır.
Bond filmlerinin bir başka önemli başarısı da teknolojik
ürünlerin filmlerde sıkça kullanılmasıdır ki bu da bu konuya meraklı bir
kitleyi filmlere çekmektedir.
Diğer yandan kötü adamların olağanüstü yaratıcı biçimde
geliştirdikleri buluşlarını insanlık için değil dünyayı ele geçirme niyeti ile
kullanmaları bir diğer ortak özelliktir. Soğuk savaş döneminde genelde Sovyetler Birliği bağlantılı olan bu ilişkiler artık kişilerin kurduğu organizasyonlara doğru kaymıştır. Bu filmlerde kötü adamların film
sonunda yakalanıp emellerine kavuşamamaları da yine istenen bir son olarak
belirlenmiştir.
Sinemaseverler 2015 yılında 24.sü çekilmekte olan ve başrolünü yine Daniel Craig'in oynadığı Bond kızı olarak ta Penelope Cruz'un seçildiği 24 adlı filmin ekim ayındaki galasını büyük bir sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyorlar. Bu kadar zaman sonra bu heyecanı hala bu seviyelerde tutabilmek gerçekten inanılmaz. Her kurumun ve kişinin bu filmlerden alması gereken oldukça fazla dersler olduğu gözüküyor.
Sinemaseverler 2015 yılında 24.sü çekilmekte olan ve başrolünü yine Daniel Craig'in oynadığı Bond kızı olarak ta Penelope Cruz'un seçildiği 24 adlı filmin ekim ayındaki galasını büyük bir sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyorlar. Bu kadar zaman sonra bu heyecanı hala bu seviyelerde tutabilmek gerçekten inanılmaz. Her kurumun ve kişinin bu filmlerden alması gereken oldukça fazla dersler olduğu gözüküyor.
Cemal bey, bu yazı ve önceki yazılarınızı da okuduktan sonra "herhangi" bir konunun derinlemesine incelendiğinde neler çıkabileceğini gösterdiniz...Bu inceleme yazısı gündemimde değilken gayet dikkatimi çekti... Çünkü vurguladığınız gibi başarıda sürekli olan, her nesili içine alan, 50 yıllık bir Bond filmleri zinciri var. Haliyle bu yazının da dikkat çekmeme olasılığı düşük... paylaşımınız için teşekkürler.
YanıtlaSil