20 Haziran 2014 Cuma

REZERV SADECE REZERV DEĞİLDİR

Trafik sigortalarında son yıllarda oluşan yüksek miktar zarar sonrası 2013 yılında yapılan önemli fiyat artışları bu alanda olası zararın azalmasına katkı sağladı. Ancak yine de Mart 2014 sonu itibarı ile sektörün trafik sigortalarından zararının 157 milyon TL civarında gerçekleşmiş olması bu zararın bu yıl artarak devam edeceği konusunda ciddi bir göstergedir.

Sigorta sektörümüzde Mart sonu teknik kârlılıklar incelendiğinde, trafik branşı dışında kalan genel sorumluluk branşlarında da 80,3 milyon TL zarar edilmesi ve uzun kuyruklu yapısı olan tüm sorumluluk branşlarında sektörün ciddi sorunlar yaşaması dikkatle irdelenmesi gereken önemli konulardır.

Uzun kuyruklu işlerde doğru sonuçlar alabilmek öncelikle fiyatlamanın doğru yapılmasına daha sonra ise ayrılan rezervin yeterli olmasına bağlıdır. Rezervin doğru oluşabilmesi için ise zamanında ve doğru miktarda açılan bir muallak kaydına ihtiyaç bulunmaktadır. Uzun yıllar önce oluşmuş ancak yeni ihbar edilen bir dosyanın şirketin AZMM’sini çok ciddi anlamda etkilemesi kaçınılmazdır.

Ülkemizde geçerli olan kanun ve yönetmelikler sonucu oluşturulan rezervlerin aslında yeterli koruma sağlayamadığı ve önemli ölçüde eksik kaldığı,  yabancı sermayeli şirketlerin yurt dışı raporlamalarında ayrıca ilave rezerv marjlarına yer verdikleri bilinmektedir. Ancak sektörümüzdeki sorun yurt içinde geçerli kurallara uygun rezervlemenin bile hala layıkıyla yapılamaması ve bunun sonucunda bilanço ve kâr zararların mukayese edilebilirlikten uzak olmasıdır. Doğru dosya açılış muallâk miktarı ile açılmayan ya da ihbar edilmesine rağmen ödeme zamanı gelene kadar açılmayan dosyaların şirketlere bir süreliğine geçici bir rahatlama sağlayabildiği, aradaki farkın ödeme yapıldığı anda kapatıldığı bilinmektedir.

Ülkemizde trafik branşında bedeni tazminatlarda şirketlerin ayırdıkları dosya başı muallakları incelendiğinde,  dosya başı muallak rakamlarında ciddi sorun olduğu ve bir hesaba göre sektörde en az  400 milyon TL civarında gömülü bir zarar olduğu ortaya çıkmaktadır(gerçekleşmiş ancak ihbar edilmemiş hasarlar için ayrılan rezerv hariç)Son yıllarda bir ölçüde düzelme olmasına rağmen halen bazı şirket muallaklarında ciddi anlamda eksiklik vardır.

Diğer yandan trafik branşında Yargıtay’ın geçmişe dönük olarak sürücü kusuru ve bakıcı giderlerini de trafik sigortaları teminatı içinde tutan bir değerlendirme yapması sektörü ayrıca çok ciddi anlamda bir yükle karşı karşıya bırakmıştır. Bu tazminat taleplerinin çok yüksek miktarlarda gerçekleşmesi sigorta şirketlerini ayrıca ilave rezerv ihtiyacı içine sokmuştur. Bedeni hasarların yanı sıra trafik sigortalarının maddi alanında karşılaşılan değer kaybı talepleri ile birlikte ilave eksper atama masrafları ve bunun getirdiği değerleme farklılıkları ayrıca zaman zaman ortaya çıkan parça fiyatlamaları şirketlerin bu alandaki maliyetlerini olumsuz etkilemektedir.

Rezervin yeterince konulmamasının en önemli sonucu şirketlerin gerçekçi olmayan bilançolar çıkarıp gerçekçi olmayan kârlar göstermesidir. Bu fiktif kâr anlayışı şirketlerin uyguladıkları tarifelerde daha agresif olmalarına yol açmakta, bu da sektörde haksız rekabet oluşmasına yol açmaktadır.

Diğer yandan sektörde yetersiz sermaye sebebi ile gerekli mali güce sahip olmayan şirketlerin günü kurtarmak ve nakit girdisi yaratmak için fiyatlarda yaptıkları indirimler, piyasa payı kaybetmek istemeyen diğer şirketlerin de bu yarışın içine girmesine sebep olmaktadır. Bütün bunlar sektörde ciddi zararlı sonuçlara neden olmaktadır. Sektörde sigorta şirketlerine rücu borçlarını dahi ödeyemeyen şirketlerin olduğu bilinmektedir ve bu şirketlerin vatandaşa hasarlarını nasıl ödeyecekleri konusu ciddi bir sorun olarak önümüzde durmaktadır. Bahsi geçen şirketlerin vakit geçirmeksizin sermaye artışına gitmeleri, rezervlerini yükseltmeleri, bunu yerine getiremeyecek şirketlerin ise uzun kuyruklu iş yazmalarının engellenmesi gerekmektedir.

Gelişmiş piyasalarda şirketlerin uyguladıkları fiyatlar arasındaki farklar piyasamızda görüldüğü ölçüde yüksek değildir, çünkü o piyasalarda rezervleme sisteminin sağlıklı işlemesini sağlayacak iç ve dış denetim sistemleri kurulmuştur. Bu sistemin ülkemizde istenilen seviyede kurulamaması nedeni ile doğru bazda oluşmayan fiyatlamalar sigorta şirketleri ve sigorta acentelerinin fiyat farklılıkları ve oynaklıklarını müşterilere izah edememelerine ve bunun sonucunda itibar kaybetmelerine sebep olmaktadır. Müşteride oluşan güvensizlik portföy sadakati kavramının giderek azalmasına yol açmaktadır.  Ülkemizde son dönemde ortaya çıkan, şirketlerin trafik branşında kısa vadeli olarak pazar payı elde etme stratejileri,  bu branşı sürekli giriş çıkış yapılan ve bu yüzden tüketicinin sektöre güvenini zedeleyen bir branş haline getirmiştir. Şimdi bu konu en önemli gündem maddesi olarak önümüzde durmaktadır.

Diğer yandan şu anda gündeme gelmeyen ancak gelecekte sorun olarak konuşmaya başlayacağımız, bugüne kadar yangın poliçesi alan müşteriye hediye edilen başta işveren sorumluluk olmak üzere genel sorumluluk poliçelerinin sonuçları da trafik sigortaları benzeri bir sorun olarak gündeme oturacaktır.

Ülkemize özgü yüksek hasar potansiyeli içeren bu alanda da mutlaka fiyatlama, rezervleme ve iş yapma biçiminin tekrar gözden geçirilmesi şarttır.

Bugün itibarı ile halen sektörde sorumluluk branşı üzerine titizlikle eğilinmesi gerekli bir ana branş kimliğinde yönetilmemekte ve yüksek tazminat limitli poliçeler riske uygun olmayan fiyat anlayışı ile devam etmektedir. Ayrıca yine trafik sigortalarında yaşanan ve geç ihbar edilen hasarların rezerv etkisi fiyatlamalara ve aktüeryal çalışmalara tam olarak yansıtılamamış durumdadır. Bu neden ile çok yakın zaman içinde bu branşın hasar/prim oranlarının %100’ün çok çok üstüne çıkacağını tahmin etmek hiç de güç değildir. Sigortalılar ve acenteler için sürdürülebilir ve tutarlı fiyat politikasını yaratabilmek adına mutlaka bu branşların da titizlikle irdelenmesi gerekmektedir.

Serbest rekabet sistemi herkesin her şeyi istediği gibi yaptığı bir sistem değildir. Bilakis tüketici haklarının korunması, eşit rekabet şartlarının oluşturulması ve haksız rekabetin önlenmesi bakımından düzenleyici ve denetim fonksiyonunu icra eden kurumların özellikle rezerv yeterliliği konusuna mutlaka gerekli önem ve özeni göstermeleri gereken bir sistemdir. Bankacılıkta merkez bankalarının karşılıklarla oynayarak faiz oranlarını düzenlemeleri gibi sigortacılıkta da rezervleme ile iş yazma/fiyatlama/tüketiciye zamanında taahhütleri yerine getirme gibi konularda istikrar sağlanabilir. Zaman geçirdikçe bu sorun çözülemezse sektöre olumsuz etkileri giderek büyüyecek ve rekabet şartları ülkemizde maalesef batılı standartlarda kurulamayacak bu da sigorta endüstrimizin gelişmesini olumsuz olarak etkileyecektir.

Bütün bunların ışığında sigorta sektörünün sağlıklı yapısı ve tüketicinin menfaatlerinin korunabilmesi bakımından rezervleme sisteminin artık doğru kurulması, denetlenmesi ve işletilmesi sağlanmalıdır. Buna paralel mali yeterliliği zayıf, sermayesi yetersiz şirketlerin uzun kuyruklu iş yazmalarının önüne geçilmeli ve haksız rekabet bir an önce mutlaka sona erdirilmelidir.
Ø  Doğru rezerv, sermayedarın yatırımının korunmasıdır.
Ø  Doğru rezerv, doğru fiyatlama ile tüketicinin haklarının korunmasıdır.
Ø  Doğru rezerv, şirketlerin batmasını önlemektir.
Ø  Doğru rezerv, fiyat farklılıklarını minimize ederek acentenin müşteri karşısında itibar kaybını önlemektir.
Ø  Doğru rezerv, mali açıdan güçlü bir sigorta sektörü demektir.
Ø  Doğru rezerv, haksız rekabeti önleyen bir hakkaniyet mekanizmasıdır.

6 yorum:

  1. Merhaba Cemal bey, sektörde 11.yılım ve deneyiminize güvenerek sormak istediğim bir konu var. Sektör hep zarar ediyor ve bunun nedenleri olarak bir çok sorun gündeme getiriliyor. Bu zarar hesabı içinde , şirket yöneticilerinin süreci iyi yönetememeleri ve doğru risk değerlendirmesi yapamamalarının da payı olduğunu düşünüyor musunuz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Son yıllarda özellıkle maalesef bizim gibi piyasalara özgü geriye dönük uygulamalar sektöre çok büyük yükler getirdi(yargıtay kararları,sgk payı,bedeni tazminattaki talep artışları)
      Tabiiki serbest rekabette yanlışlar ve doğrular olacakki şirketlerin başarıları farklılaşsın

      Sil
  2. Burada şirket şirket isim vererek bir suçlama yapmak yanlış olur bence, çünkü gördüğüm kadarıyla sektörde herkes üç aşağı beş yukarı birbirini takip ediyor. Sektörün hep zarar ettiği doğru değil, bazı belirli branşlarda zarar var ancak diğer branşlar durumu kurtardığı için böyle gelmiş böyle gider deniyor. Tüm sektör prim üretimine değil de kara odaklanmadığı sürece ve yabancı sermayeli şirketler sermayelerine güvenerek çok yüksek zararlar pahasına da olsa öldürücü rekabete devam etmeyi bırakmadığı sürece bu branşların kar etmesi güç.

    Bu arada Cemal Bey, bazı şirketlerin rezervlerinin eksik ve yanlış hesaplandığını düşündüğünüzü söylemişsiniz. Bu sektör açısından çok ciddi bir problem yaratabilir. Bununla ilgili gerekli yerlere bildirimlerde bulunuldu mu acaba?

    YanıtlaSil
  3. Şirketlerin tek tek değerlendirmesi değil sektör trendlerine bakmak lazım,maalesef her yıl zarar edildiği ancak olumlu gelişmeler yaşandığı gerçek.Gerek birlik ve gerekse yetkili makamlar konuyu takip edip gerekli düzenleme çabası gösteriyorlar,

    YanıtlaSil
  4. Cemal Bey bu yazıyı okuyunca aklıma, şahsi, AXA Sağlık branşına ilişkin yaşadığım sorun ve kararsızlık geldi. AXA'dan ayrıldıktan sonra Sağlık Sigortası müşteriniz olmaya devam ettim. Yaklaşık 13 yıl AXA sağlık sisteminde müşteri olarak yer aldım. Bu süre içinde (daha uygun diye) farklı ürünlere geçiş yapma durumunda kaldım. Ancak 2013 Mart-Nisan yenilemesinde yapılan yüzde 25-30 civarındaki zamlı tekliften sonra bayağı bocaladım, karar verme süresi istedim ve istemeyerek de olsa sağlık sigortamı iptal ettirdim. Hatta "ömür boyu yenileme garantisi" de almışken verdim bu kararı...Sağlık sigortamı 13 yıl boyunca sıfıra yakın kullandığımı da belirtmekte fayda vardır. Sağlık branşlarının genelde zarar etmesi ve bunu "masum-temiz" müşterilere yüklemesi, hizmet etiği açısından adil gelmedi bana...Soruma gelince kişilere göre politika belirlemek ve/veya fiyatlama yapmak Kar-Zarar'ı olumlu yönde ne kadar etkileyebilir? Teşekür ederim

    YanıtlaSil
  5. Sağlığın rezerv konusunda en az etkilenen kısa sürede sonuçlanan yapısı var,sorun daha ziyade az sigortalı ve maliyetin sektörce doğru yönetilememesi

    YanıtlaSil