Parasal değerlemeler sonrası yarı finalin dört finalistinin Brezilya, İspanya, Arjantin ve Almanya olarak ortaya çıktığını, finalin adının ise Brezilya ve İspanya olması gerektiğini söylüyor.
Tabii sporda her şey para ile ölçülemez diyenler ile para
o takımın performansının bir ölçüsüdür diyenler arasındaki farklı yorumlara en
iyi cevabı Dünya Kupasına katılan takımlar verecek.
Yazıdaki bakış açısı ile öngörülen dört finalistten üçünün
son dört takım arasına girmesi konusunda gösterilen isabet, finaldeki takımları
bilmede sınıfta kaldı. Almanya ile Arjantin'in final oynaması Hollanda ile
Brezilya’nın da 3.lük maçına çıkması, diğer yandan İspanya’nın hüsrana uğraması
aslında kendi içinde bazı gerçeklerin öne çıkmasını sağladı.
Aslında İngiltere milli takım kaptanı Gerrard Almanya'nın şampiyon olması ile ilgili en doğru
tanımlamayı şu cümle ile yaptı; “Brezilya'nın Neymar'ı var, Arjantin’in
Messi'si var, Hollanda’nın Robben'i var, Almanya’nın ise takımı var.” Son
derece isabetli bir şekilde takım olmanın, sistemin önemini belirten Gerrard'a
İngiliz basını kendi milli takımları ile dalga geçerek şu cümlelerle cevap verdi; "Futbolla
ilgili son derece doğru tespitler yapabilme yeteneğimiz var ancak bunu sahaya
yansıtabilen bir milli takım yaratamadık!"Almanya'nın şampiyonluğu Financial Times gazetesinde Gideon Rachman imzalı bir yazıda değerlendirilmiş ve Alman milli takımı "Tüm parçaları çok iyi bir ahenk içinde çalışan, iyi dizayn edilmiş bir makine" şeklinde tanımlanmıştır.
Almanya'nın 1954,1974,1990 ve 2014 tarihlerinde elde ettiği Dünya şampiyonluklarının tesadüf olmadığı şeklinde değerlendirmeler bu başarıyı o yıllarda ülkenin yaşadığı ekonomik başarılara bağlamaktadır. Bu değerlendirmeler; ikinci dünya savaşı sonrası ülkenin tekrar toparlanmasının 1954 yılına denk geldiğini, ekonomik mucizenin gerçekleştiği ve öne çıktığı yıl olan 1974 yılında ikinci şampiyonluğun alındığını, Berlin duvarının yıkıldığı 1990 yılında yine başarının geldiğini ve son olarak bu yıl ise Almanya'nın Avrupa Birliğinde ekonomide lokomotif ülke olarak öne çıktığını ifade ederek, sportif başarılarla ülke ekonomisindeki başarıların çakıştığı yorumlarını yapmışlardır.
Almanya'nın 1954,1974,1990 ve 2014 tarihlerinde elde ettiği Dünya şampiyonluklarının tesadüf olmadığı şeklinde değerlendirmeler bu başarıyı o yıllarda ülkenin yaşadığı ekonomik başarılara bağlamaktadır. Bu değerlendirmeler; ikinci dünya savaşı sonrası ülkenin tekrar toparlanmasının 1954 yılına denk geldiğini, ekonomik mucizenin gerçekleştiği ve öne çıktığı yıl olan 1974 yılında ikinci şampiyonluğun alındığını, Berlin duvarının yıkıldığı 1990 yılında yine başarının geldiğini ve son olarak bu yıl ise Almanya'nın Avrupa Birliğinde ekonomide lokomotif ülke olarak öne çıktığını ifade ederek, sportif başarılarla ülke ekonomisindeki başarıların çakıştığı yorumlarını yapmışlardır.
Almanya'nın bu turnuvada çok önemli bir başka farklılığı kendileri için özel olarak geliştirilmiş bir yazılım programı ile yarattığı ortaya çıktı. Bir bilgisayar yazılım firmasının Alman Futbol
Federasyonu için geliştirdiği özelleştirilmiş bir program çözümüyle takımın antrenmanlarını
ve oynadığı maçları kameralarla takip ederek, saha içinde ve özel çalışmalarda
sporculara dair tüm verileri topladığı açıklandı. Bu program sayesinde elde edilen bu veriler, bu programın
çözümüyle saniyeler içinde analiz edilerek çıplak gözle fark edilemeyen
performans detaylarının dökümüne ulaşılabildi. Yapılan analizler Alman
oyuncuların topu daha kısa süre ayaklarında tutmaları gerekliliğini ortaya çıkardı. Antrenmanlarda üzerinde ısrarla durulan hızlı paslaşma ve daha hızlı oyunun en çarpıcı örneğinin 7 – 1 galip geldikleri
Brezilya maçında görüldüğünü söylemek mümkün. Buna göre Almanlar, anlık veri
analizlerinden yararlanarak 2010'da 3,4 saniye olan ortalama ayakta top tutma
süresini 2014'te 1,1 saniyeye indirmeye başardı. Bu sistemde sadece kendi milli
takımlarının analizleri yapılmakla kalınmayıp rakipler de analiz edildi. Nitekim yapılan analizde Fransa savunmasının göbeğinde güçlü olduğu fakat beklerinin sürekli ileri çıkması nedeniyle kanat savunmasında zayıf kaldığı verilerle ortaya konuldu ve maç öncesi teknik ekip bu saptamayı da dikkate alan bir sistem oluşturdu ve başarı kazanıldı.
Ürünü
oluşturan firmanın açıklamalarına göre “Bir antrenmanda 10 dakika içinde, 10
oyuncunun, 3 farklı topla yapabildiği hareketleri, 7 milyon adet farklı veri
oluşturarak toplayan sistem, oyuncuların antrenman performansını da bu şekilde
takip edebilme imkânına sahip. Bir teknik heyetin çıplak gözle bu bilgiyi
takip edip doğru performans istatistiklerine ulaşması imkansız ancak bu altyapı sayesinde
Alman Milli Takımı bu büyük veriyi saniyeler içinde canlı olarak analiz edip
anlamlı veriye dönüştürebiliyor ve başarıya giden yolda doğru taktiğe
ulaşabiliyor.
Diğer yandan Almanya’nın Brezilyayı 7 – 1 yendiği maçta, oyun
5 – 0 giderken oyuncusunun yanlış pasına kıyametler koparan antrenör Löw'ün bu davranışı aslında disipline verdiği önem ile makine intizamının her şartta bozulmadan devam
etmesi gereğini oyunculara göstermesi bakımından önemliydi.
Son olarak Almanya’nın finale gelene kadar oynadığı maçlarda rakibi Brezilyadan 45 km daha fazla koştuğunu istatistiklerde gördüğümüzde ve buna ilave olarak yukarıdaki saptamalarla birlikte Almanya'nın şampiyonluğunu değerlendirdiğimizde; aslında hayatın çoğu alanında geçerli olabilecek sihirli formül aşağıdaki şekilde oluşmuş oldu;
"Daha çok çalışıp efor sarf edecek, günümüzün
teknolojik altyapı imkanlarından sonuna kadar yararlanacak, çalışanlara bir
takımın önemli bir parçası oldukları hissini verecek ve de disiplini her
alanda tavizsiz uygulayabilecek bir kurumun başarısız olma ihtimali yok denecek
kadar azdır."
Muhteşem bir analiz ve bilgi paylaşımı. Teşekkürler Cemal Bey...Şahsen benim gönlüm Arjantin'den (Messi'den dolayı) ve Holanda'dan (Robin ve Hollandalılardan dolayı) yanaydı. İlk 3'e girdi bu takımlar.. Ancak Almanya hep elenecek gözü ile baktım. "Futbol ruhu" yok diye.. Ancak izleyebildiğim kadarıyla futbol ruhunu çok az takımda görebildim. Sonuç olarak Almanya kazanınca bize da BÜYÜK ders oldu Veee disiplin (takım çalışması) kazandı...Tabi sizin yazınızla teknolojinin nasıl kullanıldığını da öğrenmiş oldum..Etkileyici çünkü, bu adamların gol attıkları zaman, vuruşlar o kadar anlık ve sert vuruşlarla oluyordu ki, izleyici olarak afallamadım değil!
YanıtlaSilBu arada Dünya Kupasında, Gazze'de öldürülen insanlara dair bir saygı duruşu beklerdim... Bu organizasyon bunu nasıl atlar anlayamadım, herşey maddi olmamalı, hatta bu kadar ciddi kazanç sağlamış bir ülkenin (Brezilya'nın) bu ülke insanlarına yardım etmesi büyük bir destek olurdu diye düşünmekteyim...
YanıtlaSilyorumlarınıza katılıyorum,detayları takip etmedeki dikkatinizde olağanüstü,
YanıtlaSilTeşekkür ederim Cemal Bey...kadın olmanın da bir etkisi vardır diyelim
SilFutbol yorumunuz da sigortacılık yorumu kadar çok güçlü,müthiş bir analiz yapmışsınız, buradan hareketle takım oyununa olan inancımızı artırmamız gerektiği kanaatine vardım.Ayrıca sadece teknoloji yetmiyor onu kullanmakta ayrı birsanat.Teşekkürler
YanıtlaSilTeknolojiyi işimizin parçası olarak görmeliyiz başka şansımız yok gibi
SilTeşekkür ederim
SilTeknolojiyi iş stratejimize entegre etmemiz lazım,yoksa çoğu kişi gibi moda diye konuşup uygulamazsak başarılı olma şansı yok gibi gözüküyor
YanıtlaSilTeknolojiyi işimizin bir parçası haline getirme dışında şansımız yok gibi
YanıtlaSil